Popüler Yayınlar

25 Aralık 2011 Pazar

Hafiften ıslanmış düşlerim. sen beni orada sessizce bırakırken. birazda rüzgar esmiş titremişim sen giderken.hayaller bir yağmur damlası olmuş yavaşça süzülmüş üzerimden. toprağa karışmış ellerinden. o hafif koku sinmişken gittin ya küsmüş sana. gülümsememiş ardından. sis bulutları sarmış etrafını dağılmış her bir yana. gel diye beklemiş güneşi doğmamış bir daha. içime damlamışsın yavaşça pıhtılaşmışsın olduğun yerde. sinmiş kokun üzerime sen erimişsin yavaş yavaş. anılarıma karışmışsın ben rüyalara dalarken. yollara düşmüşüm ardından derin ve sessiz bir gecede. karanlığın içinde kaybolurken belki bulurum seni umuduyla. düşler kırılmış birer birer uzaklaşırken sen ardından. dalgın yürüyorum ben üzerlerinden.parça parça oluyorum çığlıklar sarmalıyor bedenimi. dukakları dikiş vurup gittiğin günü unutmuşum bağırmaya çalışıyorum. sesim çıkmıyor daha derinlere gömülüyorum. sen sessiz birgibi gibi ilerliyorsun ufuğun karanlığına doğru bense yaralı bir kuş gibi peşine takılmışım yinede yetişemiyorum sana. gücüm tükenme sınırdında durup bakmıyorsun sen arkana. vazgeçmek için çok geçmi diye düşünüyorum bir an. ve sen uzaklaştıkça ben düşüyorum. sürüden ayrılmışım uzunca bir zaman önce. hislerimi arıyorum bulduğum tek şey üstüne basıp geçtiğim bana ait olmayan bir kaç kırık. son kes belkide bir tebesüm beliriyor dudağımın kenerında seni tamamen yitirdiğimi farkediyorum. bende gidiyorum senin gibi arkama bakmadan düşlerimi suyun yüzeyine fırlatarak gömülüyorum derinlere. sonsuza uzanıyorum yalnızlığım sarhoş katılıyor bana. hayallerse terketmişler beni teker teker senin gibi. son bir gülücük mutlu olduğunu görür gibiyim şimdi.
bir kadına sorulabilicek en zor soru bugün ne giysem ve ya ne giyiceksin? pöff bundan daha zor bi iş yok allah modacılara sabır versin.neyse zar zor buldum bişiyler giyindim bi güzel. şaçımı özene bezene yaptım (çook uzamaışlar inanamadım ama gerçek :) mutlu oldum bir an ) fane da olmadı hani. tıkındım acıkta öyle açı açına çıkılmaz ki canım dışarıya. dökmeden bitirdim neyse ki kahvaltımıda. birazda geç mi kaldımne olsun makaj ustalık alanıma girdi artık 2 dakika da bitiririm ben onu şimdi dedim bir giriştim allık far ruj öyle çok abartıyo gerek duymuyorum hahif bir bronz görünümü yeter bana. iyi güzel olduda bir eksiklik var ve her şeyi yaparımda bi rimel sürmeyi beceremem hep birbirinden farklı oluyo gözlerim ya. gene becerdim sayılır bu sefer gözümü çıkarmadan tamamladım. şöyle bir göz attım dışarıya güneş var sanki düşünmeden giydim üzerime deri ceketimi içimde kazak var ama neye yarar. buz kestim 10 dakikada. bu ne rüzgar. eşşek donduran güneşiymiş meğersem. aman yok bir daha pencereyi açıp havayı kontrol etmeden çıkmam dışarıya. iliklerime kadar donduğumu hissediyorum bir de o kadar yolu yürüdüm. herşeye rağmen çok özlemişim bebeğimi. birde şu telli haline alışabilmiş olsaydım.          

21 Aralık 2011 Çarşamba

bu sabah uykusuzum dünden daha fazla. geç kalmışım yine. aheste aheste hazırlanıyorum. ssaçımı taradığım gibi bir at kuyruğu bir sivilce çıkmış alnımda. bakmaya luzum bile görmüyorum. özensiz bir şekilde hazırlandım yürüyorum. anlamıştım sanırım bugün seni göremiyceğimi. bulutlar kara dolanmış etrafıma. yürüyorum sessizce. umursamıyorum hiç birşeyi. değersiz geliyor tüm bu renkli renkli gülümsemeler. oysa herkesin içi siyeh beyaz. olmadığım biri gibi görünmektense böyle palas pandıras gezmek daha mantıklı. bir sonraki güne artık. belki o günde güneş ikimiz için doğar. yine kesişir yollarımız. gerçi sana bu kadar uzakken nasıl olucak merak ediyorum. benimkisi hayal işte. bazen o iyi olsun bana yeter diyorum. yeterde zaten ama bazen keşke yanımda olsada bende gülmeyi hatırlasam diyorum. gelmezsin gerçi. işte benimki de iş olsun. birden kendime gelir gibi oluyorum yeter diyorum toparlan dünyanın sonumu sanki. o zaman farkediyorum ki dünyam kalmamış sen olmuşsun tüm hayatım. umutlar tükenir gibi oluyor ben yinede düş kuruyorum. sonuna geldin işte yolun diyorum kendime bir uçurumun kenerında yinede cesaret edemiyorum. düşmekten değilde bir daha gözlerini görememekten korkuyorum. geeri çekiliyorum çaresizce. pes ediyorum bir kez daha bu gece. vazgeçiyorum çırpınmaktan kalup kanadım kırıldı.

16 Aralık 2011 Cuma

ne cins insanlar var şu dünyada hepsi birbirinden farklı. keşinimi arasın oraspusunu mu akıllı görünen aptalını mı benim gibi zeki bir çatlağı mı? her türlüsü var ama gıcıkları daha ağırlıklı sanki. benim en gıcık olduğum tipler de ağzını yaya yaya anıranlar. ayy ben bu kadar sakal kişilikler görmedim. kendini bi halt sanıpta hava yapanlara ne demeli. bi de şöyle bişey var çirkinler inek yakışıklılar ise öküz olucak diye bi kural koymuşlar dışına çıkanına da hiç rastlamadım. ben de heralde ne çirkin ne güzel. aman bide şu takık hocalar var. 
geçen bi tanesi sırs montumun içine hırkamı giymedim diye sabahleyin yazılı uyarı verdi. lan mal. çümler bile renkli renkli kazaklar giyiyo bişi demiyon ben gömlekleyim diye uyarı veriyon adalet mi şindi bu. bak gene atarlandım gözüm atıyo. kimisi gene hemşirelik diye azarlar. anlamadım gitti yani benden istedikleri ne. herneyse gene geçenlerde yolda yürüyorum kızın teki salak salak kırıtarak yürüyo. yanındakinede barcelona da fotbollllcuyyyyduuu dimiiiiiiiiii ?????? madem futbol konuşmak istiyon gitbi öğren ondan sonra gel konuş bana bide çok bilmişlik taslıyo ötekide çok anlamış gibi kıkırdıyo. var işte böyleleri de. bide bizim sınıfta bi 'fame olmuş şahıs' var aman öl geber yani. banane kızım senin hayatından. napıyım kimle parmaklaştın kim yavşıyo her gün her gün hayat hikayeni ince ayrıntılarına kadar dinlemek zorunda mıyım ben. bişi demeyede gelmiyo hemen bi cevap bulmuş yapıştırıyo her söyleyene ' dinleme o zaman sana mı anlatıyorum ben' anırma o zamanda bizde dinlemek zorunda kalmayalım. 
aman bi tane akllı bulsam şu okulda dışardakilerini geçtim okuldan bi tanecik olsa o da yetcek. ama kimsede akıl kalmamış bende var diycem bende bu delilerin arasında kala kala artık çatladım .

11 Aralık 2011 Pazar

bir sonahar gecesi dalgın ve uykulu. gözlerim kapanıyor yavaş yavaş. elimde kağıtlar okumaya çalışıyorum anlamak zaten ne mümkün. ağırlık çöktü üzerime ne uyuya biliyor ne de uyanık kalabiliyorum saatlerdir REM uykusunda gibiyim yaşıyorum ama aslında bir ceset gibi uyuşmuş her tarafım. kımıldamak için tüm enerjimi harcıyorum. gecenin loşluğu vuruyor yüzüme rahat bırakmıyor hayalin yine. gitmek istiyorum kollarını açmış bekleyen sonsuzluğa. burnuma kırık bir sevgi kokusu geliyor. varlığını bile unutmuşum halbuki. gücüm çekiliyor üzerimden direnecek halim yok. hayalin geçiyor önüme bir engelmiş gibi. ma öyle değil. aslında gücümü tüketen o. yinede ona inanıyorum unuttuğum sevginin kokusu ondan geliyor sanım hayaline sarılıyorum. pencereler açık sabah bir ışın dalıyor içeri açıyor uykku işte ozaman anlıyorum kırık bir sevgi kokusu sandığım şey aslında özlemin belirtisi. hayalinde açılır açılmaz gözlerim kayboluyor ne zaman geri gelir kim bilir.
08.11.2011 ayrılık yine buldu beni. sevdiklerim birer kuş misali göz ediyorlar uzak diyarlara bense kanadım kırık kaldım tek başıma. ilk ayın sonundayım yalınızlığımla hünlendim birazda. bir başka evde ortak tanıklarımızla ama yabancı herkese. kendimi zor tutuyorum ağlamak yok diyorum. dayanamıyorum. bir iki damla sonra hemen kendimi toparlıyorum. hissettirmemeye çalışsamda kabul beceremiyorum. kendimi bir sığıntı gibi hissediyorum. gözlem yapmaya gelmiş herhangi biri. kendimi yemeye ve gezmeye verdim dolayısıyla çok fazla harcama yapıyorum. rahatlarmışım gibi geliyor ama sonunda yine yabancı olduğum o eve geri dönüyorum.hıçkırıklardan kelimelere yer veremiyorum. eskiden ağlamaya korkardım siz görürde üzülürsünüz diye şimdi hiç susmak istemiyorum. Annem ben sizi çok özlüyorum. saklamak istiyorum ama daha ne kadar içimde tutarım bilmiyorum. biliyorum ben ısrar ettim gitmeniz konusunda ben cesaretlendirdim belki ama bu kadar canımın yanacağını tahmin edemezdim. ufaklık napıyordur iyiymidir düşüp biyerini inciltirmi elin ülkesinde bilmediğiniz dille nasıl başa çıkarsınız. düşünmeden edmiyorum bu arada babannemden daha fazla nefret ediyorum. o olmasaydı gitmezdiniz belki diyorum da ne suçu var kadının. şimdi babamı daha iyi anlıyorum o hepimizi özlereken biz tek kişiyi özlüyorduk. tam tersine döndü ve ben sizi özlerken siz sadece beni özlüyorsunuz. Daha iyi kavradım tek kelimesinin anlamını. neden gittiniz ki insan evladını hiç bırakırda gider mi diye sorup duruyorum kendime peki zavallım ne yapsın herşeyden  habersiz özlemek ayrı kalmak ne demek bilmyor. İyi olmanız dileyimle sizin için hala küçük olarak kalmış Kızınız..
Not: sizi gerçekten çok özledim bu gece.

4 Aralık 2011 Pazar

sabah 05:50 kalktım. adını sayıklayarak. karanlık daha ben terlemişim bir ürperti geldi geçti üzerimden. rüyaların da suçu yok aslında bilinç altıma seni ben kazıdım. böyle olacağını bilseydim sevgi kelimesini yasak bilirdim. çok geç artık silmeyi beceremiyorum. başarısızlıklarımın en ağır bedeli senin hayalin oldu. karasız biri olduğumun simgesi olarak görüyorum seni. gitmem gerek aslında ama ben kendimce bahaneler uydurup kalmayı başarıyorum. hani yazılı öncesi gün gibi. aslında en çok çalışman gereken vakit o zamandır ama senin hiç çalışasın yoktur. ve bu yüzden hep zayıf alırsın işte benimde öyle. kalmasına kalıyorum da acı çekmekten başka bir işe yaramıyor. 
Kalbimin tüm dengelerini alt üst ettin. Ben bıktım artık defol git bitiriyorum demeye. sen bıkmadın sürekli aklıma girmeye. Hayır ne yanına gelebiliyorum ne de uzak durabiliyorum. Sana bir armağanım var ben artık gitmek istiyorum. Seni unutmayı hedefliyorum. Zor olacak belki ama daha ne kadar yana bilir canım. Durmanın vakti gelmedi mi sence de. 
Deniyorum gerçekten. İçim kan ağlasada saklıyorum gözlerinden. gitmem gerekli. Sende gitmemi istiyorsun belki de. sus ama sen söyleme yıkma tüm anılarımı sarsma bütün bedenimi. ben anlarım bakışlarından sen yeter ki bak. Tamam uzatmaya gerek yok. süslü cümleler hafifletmez ya acılarımı. gidiyorum işte. Bil istedim belki gurur yaparda dönek istersem bu sözlerim gelsin diye aklıma. hoşçakal, kendine iyi bak mutlu ol gibi şeyler söylemiycem. tabi ki isterim mutlu huzurlu olmanı fakat sana emir vermek dünyanın en kötü işi benim için. o yüzden sadece elveda diyorum son söz olarak.
ELVEDA Bitanem.

1 Aralık 2011 Perşembe

Çıkardım artık seni aklımdan. Mantığımı köreltmene izin veremem daha fazla. Şimdi ben gidiyorum senden. Elveda demiycem çünkü ayrılığı beceremem sen anla. Gözlerim senden çok uzaklarda. Biz birlikteliğimi kutluyoruz bu gece yalnızlıkla. Tek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz doyasıya. Kadehlerimizi yokluğuna kaldırıyoruz. Seni şarkılara koydum söylüyorum. Unuttum diyorum. Ve sadece sarhoşken hatırlamaya izin veriyorum. Bağıra çağarığa akıtıyorum seni kanımdan. Zerren dahi kalmayana kadar içiceğim. Sabahlar olmasın diye belki de. Sızmayasın İçimi gizli ajanlar gibi. Gitmek diyorum ya ilk kez deniyorum böyle bir şeyi. Hoş ilk kez sevdim deli gibi. Belki buyüzden sarhoşum bu kadar. Bekli sen yoksun diye acı bir tat var. Yinede deniyoruz yüreğimle. kalbimi geri getirmek için çabalıyoruz ikimizde. şimdi yavaş yavaş söküyorum seni. pek becerikli değilimdir bu konularda. Ama böylesi dha iyi senin mutluluğun onda belkide. Mutlu olsan yeter bana zaten. kolay değil yinede diriniyorum sessizliğe. Alışırım biliyorum. Belkide sadece kendimi avutuyorum. Ama sen olmadıktan sonra sen diye haykırmak niye? kime?

30 Kasım 2011 Çarşamba

Sesini duymak için dünyaları verirdim. Ve bu gece neredeyse kalbimi söküp sana vermek istedim. Neden bilmiyorum hayallerim hepsine seni yerleştiriyorum. Titrerken soğukta yanımda ol diye dua ediyorum Allah'a. Sarhoş olmak istersem seni düşünüyorum. Ne zaman sıkılsam gözlerimi yumuyorum karanlıkta seni arıyorum. Tam ümidimi kesmişken seni buluyorum. Yanımdan geçip gidiyorsun ya öylece ruhumuda al götür istiyorum. Zaman dursun seni izleyeyim ömrümce. Çığlıklar düğümleniyor boğazıma. bilmem görüyor musun telaşımı sen duyma diye saklandıklarımı. 

29 Kasım 2011 Salı

Ne düşünüceğimi bile bilemeden öylece dalıyorum uzaklara belki oralardasındır diye umutlarım tükensede hayaller kuruyorum ben yine. Gözlerimi kapatıp uzanıyorum öylesine belki yine seni görürüm diye. Şarkılar dinliyorum gözüme hüzün perdesi iniyor ve ben her şarkıda iki üç damla yaş döküyorum. Şiirler okuyorum her satırına seni yazdığım haykırmak istiyorum sonsuza orda sen olma kaç git diye. Boğazıma düğümleniyor kelimeler boğulacak gibi oluyorum ve susuyorum. Elimde ki kocaman bir hiçe baka kaldım ben yine hareketsiz nefessiz ve sensiz. Rüzgar bile getiremiyor artık seni bana. Hayaller de birleştiremiyor artık bize bu belkide geriye kalan son ümidimde parçalandı. Ben sana kızamıyorum. Tam bu son göz yaşı diyorum ve yine sen çıkıyorsun karşıma. Ayrılamıyorum gözlerinden. Peki öyleyse hatırlamayı yasaklıyorum kendime. Korkarım sözümde durmayı öğrenene kadar ölümle cebelleşicem ben yine.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Anladım hayal kurmak yok artık. Çünkü kurduğum her hayal tersine oluyor. gelmeni istediğimde hiç düşünmeden çekip gidersin git dediğimde aklıma girmek için elinden geleni yaparsın. Anlamıyorumki gel desem suç git desem gene suç. 
Bu sabah kabarık saçlarımı özensiz bir şekilde atkuyruğu yapıp hayalet yüzümle uyuşuk uyuşuk gittim okula. O yok artık diye avuturken kendimi kader meydan okur gibi çıkardı seni karşıma. İçimden sevgilisi var unut şunu diyordum ki nolsa beyenirsin. Pat! Karşımda siyah deri ceketiyle sen. evet evet tam karşımda sen. ne yapacığımı bilemedim. Hemen defol git gitte görme şu halimi. Hiç senin bakmamanı dilememiştim. Ama dilesemde birşey fark etmezmiş hepimizi incelemişsin. Öküz ben sana daha ne diyim okadar makyaj yaparım saçımı düzleştiririm bir kez olsun dönüp göz ucuyla dahi kesmezsin. Şimdi bakıcağın tuttu dimi. 
Ama yok bu kez kesin kararım hayal filan kurmıycam ben. Varsa geleceğin eğer geçiyorsam yüreğinden gelirsin. Açık sana tüm kapılar çekinme. Benden de bir şey bekleme artıkın. 

27 Kasım 2011 Pazar

Ahhhh! Sen yok musun benim sonum olacaksın bilmiyorsun. Sesini duydum ya uyku filan kalmadı gözlerimde. Kapattığıma bakma sen varsın perdenin arka yüzünde. Adının güzelliğini bir kez daha anladım sen söyleyince. Zaman dursun istedim o anda. Sadece ağır çekime aldı oysa. Ateşim mi çıktı ne? Sarhoş mu oldum yoksa? Bilmiyorum ama ellerim titriyor hala. Sakinleşemiyorum bir türlü. Noluyor bana böyle tedavisi falan yok mu?
 Fallarımda hep sen çıkıyorsun. Aslında inanmam böyle şeylere ama içinde sen varsın ya inanasım geliyor. Nasılda güzel tanımlaılar seni ' uzun boylu açıktenli :) sevgilisi var! ' bırak diyeceksin de birde ondan ayrılıp bana geldiğin var devamında.
Bugün bir çocuk gördüm üsünte senin deri ceketinden. Üstüne atlıyabilirdim 'Tweety..!' diye. Kumraldı ama o. ayrıca senin kadar yakışıklı olmaz kimse. Yanında da sevgilisi vardı zaten. Çok kıskandım biliyo musun? Seninle o şekilde olmayı ne çok isterdim. Kolunu omzuma atıp gezmeyi. Soğuktan değilde sıcaklığından titremeyi. Gözlerinin içine bakıp sevgilim diye bilmeyi.
Sen zaten bunların hepsini o kızla yapıyorsun. Beni görmüyor duymuyorsun. En çokta neye kızıyorum biliyor musun? Kadere. Bilmedende olsa bizi yan yana koymuyor mu o an öldüğümü hissediyorum. Kalp atışlarım hızlanıyor sesini duyduğum anda ki gibi ateşim yükseliyor ve biraz da salaklaşıyorum. Tam unuttum dediğim anda tekrar hatırlıyor ve takrar aşık olduğumu anlıyorum.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Her gün daha da yaklaşıyorum ona. Bir adım daha ilerliyorum. Ben artık ne hissedeceğimi dahi bilmiyorum. Zaman akarken düşüncelerimi karıştırıyor. Gerçekle hayali ayırt edemiyorum. Yanımda olmasını çok istiyorum evet ama yine de doğrusunun bu olduğundan emin olamıyorum. Yazarken dahi silip silip tekrardan yazıyorum. Ne derdimi anlata biliyorum ne de bir çare bulabiliyorum. İçim daralıyor yine sana sarılıyorum kalemim. Unutmam gerek belki ama yapamıyorum bu ona daha çok bağlıyor sanki beni. Görmezden gelemiyorum bir türlü. Tam yokluğuna alışıyorum karşısında buluveriyorum kendimi. Gitmesini istiyorum ama unutamazsam eğer ne yaparım o zaman. alışırım belki ama acım diner mi bilmiyorum. Anlam veremiyorum o bana bu kadar soğukken içimi nasıl ısıtıyor. Tek bildiğim şey zaman ne duruyor nede akıp geçiyor. Her saniyesi içime işliyor. Onu iliklerimde hissedene kadar bekliyor sonra geldiği gibi gidiyor. Ve ben geçen her saniye ürperiyorum. Onun kalbimde yaşamasına izin veriyorum. Şu da bir gerçek ki bunu istem dışı yapıyorum. Ben onsuz geçen günlerimde hep onu arıyorum. Gözlerimi kapattığımda onu görüyorum. Günü onunla bitirip güne onunla başlıyorum. 

21 Kasım 2011 Pazartesi

Sesini duyduğum zaman karnımdaki kelebekler uçuşmaya başladı. Sanki  zaman durmuştu. Söylediklerin tekrar tekrar döndü durdu zihnimde. Heyecandan sesim titredi belki. Affet saklayamıyorum sevgimi. Sen tanımıyorsun beni bilmiyorsun kim olduğumu. Hiç öğrenemezsin belki, belki de bir gün anlatırım sana her şeyi. Ya da sen hiç öğrenme böyle uzaktan izlemekte çok güzel. Beni benliğimden alıp götürmene yetiyor böylesi de. Anlatsam bilemiyorum ne olacağını seni tamamen kaybede de bilirim.
 Keşke söküp atabilsem bu içimdeki kelebekleri. Hiç olmamışsın gibi uzaklaşsam seni arkama alıp. Keşkelerin olmadığı, belki diye umut etmediğim tek bir gün geçirsem. İşte o zaman söndüre bilirim bu yangını. Külleri kalacak olsa dahi değmez mi? Dumanların arasından baksam acır mı yine yüreğim?

20 Kasım 2011 Pazar

Aşk içinde gitdide büyüyen her büyüdüğünde seni küçülten kendini görmeyecek kadar kör sağır eden bir türlü anlatamadığın haykırmak istediğin anlatmaya kalktığında dilinin tutlduğu sustuğu ve sadece baktığın seni görsün diye çırpındığın her dakika nerdedir ne yapıyordur iyi midir diye düşündüğün gözünü kapattığında onu hayal ettiğin sözlerini tekrar tekrar dinlediğin kafanın içinde resimlerine bakıp daldığın uzak kaldığında gıcıklaştığın belkide bir iki damla yaş döktüğün anıların üzerine bir tarifi bir anlamı dahi olmayan lanet bir şeydir aşk asla kavuşma imkanının olmadığı yine de büyük ümitler içinde karşılıksız beklediğin.

19 Kasım 2011 Cumartesi

Tüm şarkılarda sen varsın gülmemin sebebi senin hayalin. Attığım her adımda sana kavuşurum ümidi. Kalemim her damlada senin adını kazır kağıtlara. Rüyalar seni getirir bana. Susuşunu özlüyorum. Bakışlarındaki huzuru düşünüyorum her gece. Yanımda ol istiyorum bağlanırda bırakamam diye korkuyorum. Hem de çok korkuyorum sevdiğim. Yoksun ya yanımda kavuşamıyorum ya sana bu beni rahatlatıyor sanırım. Yanlış anlama isterdim yanımda ol. Ama kader seni bir başkasına adamış. Belki de en iyisi sensiz kalmak sadece hayallerde yaşamak. 

18 Kasım 2011 Cuma

Bügün gelmeye cesaret edemedim. Seni görmeyi reddettim. Gerçi gelsemde değişmezmiş öğrendim. Sen de yokmuşsun. Gelmemiş içmişsin öğlene kadar. Sonrada (büyük ihtimalle yazılın vardı) dönmüşsün tıpıştıpış geri. Ama çıkamamışın tabi sınıfından. Yinede hayal edebiliyorum senin o halini. Salak salak kahkahalar yumruklar. Kıpkırmızı bir yüz. Ve şuan yanında olup’Yine içtin dimi ayyaş!’ demek isterdim kızarmış yüzüne karşı. Ve anladım ki kaçmam bir işe yaramıyor sen hep aklımdasın çünkü haberlerini alıyorum her gün. Hayatımdasın bir şekilde kovsamda gitmiyosun. Lanet olası köpek!

17 Kasım 2011 Perşembe

Sana dair ne varsa sildim bugün. Biliyorum çok zor. Unutmak imkansız. Ama denedim bir çok kez yüzüme bile bakmadın. Dayanamıyorum artık. Sana söz veriyorum bir daha rahatsız etmek yok seni. Sanki elimde ki her şeyi yakar yok edebilicem seni. Senden kalan tek şey yüreğim şimdi. Onu atamam söküp alamam. Üzgünüm. Gitmeyi herşeyden çok istiyorum şuanda ama arkamdakileri kıracak gücü bulamıyorum. Şimdi elimde ki aşk öldü öldüde gömüldü. Ama hala burda yüreğimde enkazı.